Sumbas İlçesi, Kadirli İlçesi ile birlikte ilk olarak Hitit, ardından Roma, Selçuklu, Kilikya, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar dönemlerinde iskân alanı olmuştur. Osmanlılar, yerli halka çiftçiliği öğretmek amacıyla Mısır’dan Çukurova’ya getirdikleri Arap çiftçilerle Sumbas yöresinde yedi köyün (Döğenli (Araplı), Karaömerli, Akdam, Alibeyli, Armağanlı (Şıhşami), Mehmetli ve Köseli) kurulmasına öncülük etmiştir. Bunlar arasında başta Döğenli (Araplı) Köyü gelmektedir. Konargöçer durumdaki Karaömerli köylüleri ise 1865 yılında Fırka-ı İslâhiye tarafından Çukurova’ya getirilerek, Döğenli Köyü’nün kuzey yöresine iskân edilmişlerdir. Bundan başka yakın çevrede konargöçerlerin oluşturduğu 5 köy daha kurulmuştur. Bunlar; Akdam, Alibeyli, Armağanlı (Şıhşami), Köseli ve Mehmetli köyleridir. 11.12.1991 tarihinde Döğenli ve Karaömerli köylerinin birleşmesiyle belde statüsüne kavuşturulan Sumbas yerleşmesi, 24.10.1996 tarih ve 4200 sayılı kanun gereğince de ilçe merkezi olarak belirlenmiştir. Sumbas İlçesi ve çevresi tarihinin en eski dönemlerinden itibaren insanların dikkatini çekmiş, elverişli doğal koşulları yanında ekonomik ve sosyal şartların da yerleşme bakımından arz ettiği elverişli durum bu bölgenin tarihin en eski zamanlarından beri bir takım yerleşme merkezlerinin odak noktası olmasını sağlamıştır. İlçede, Orta Toroslar’a ait plato yüzeyleri, tepeler, sırtlar ve yamaçlar ile geniş ve verimli alüvyal düzlükler üzerinde yerleşmeye müsait hemen her yerde tek ev ve eklentileri, bahçe ve tarlalarda barınma zaruretiyle oluşturulmuş daimi veya geçici meskenler, yaylalar, mahalleler ve köyler kurularak yoğun bir şekilde yerleşme ünitelerinin ortaya çıkması sağlanmıştır. Sumbas İlçesi, coğrafi konumu itibarı ile tarihin en eski dönemlerinden itibaren önemli ticaret yollarının yakınında yer almıştır. Bu tarihi yollardan biri, Kadirli şehrinin doğusundaki Karatepe Köyü’nden geçen ve “Akyol” adıyla bilinen tarihi güzergâhtır. Toroslar’ın sağladığı avantaj ve deniz seviyesine yaklaşık olan vadilerindeki ılıman iklim koşulları, bu bölgeyi göçebe hayvancılık için elverişli kılmıştır. 19. yüzyılın 2. yarısına kadar konar-göçerlerin yaşama sahası olan bu bölge, yüzyıllar boyunca göçebe toplumlar tarafından kullanılmıştır. Tarihi yollardan ikincisi, “Çiçeklidere Yolu”dur. Bu yol, Çukurova’nın doğu kesiminden başlayarak Sumbas üzerinden Göksun’a kadar ulaşmaktadır. Çiçeklidere yolu, sıcak yaz aylarında yaylaya çıkan köylü ve göçebeler tarafından halen kullanılmakta ve fonksiyonunu bugün bile sürdürmektedir. Sumbas İlçe Merkezi’nin bulunduğu yer, tarihi Çiçeklidere ticaret yolu üzerinde olması nedeniyle daha Hititlerden itibaren kervan ticaretinin önemli uğrak yerlerinden biri olmuştur. M.Ö. 200 yıllarında işlemeye başlayan tarihi “İpek Yolu”nun en önemli güzergâhlarından biri Ortadoğu ve Afrika kanadını oluşturan Yemen-Mısır-Suriye-Irak-Kapadokya yoludur. Afrika ve Anadolu’nun ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü karşılayan bu ticaret yolu; Şam, Halep, Antakya ve Payas güzergâhından sonra, Toprakkale (Osmaniye) kavşağında doğudan gelen diğer yollarla birleşerek iki kola ayrılmaktadır. Bunlardan birincisi Misis, Adana ve Tarsus yönünde ayrılırken; diğer kol Hemite ve Karatepe üzerinden Flavyapolis, Binboğa, Alibeyli, Sumbas, Akdam, Sıtır, Bucak, Döşeme, Sis, Feke, Saimbeyli ve Şar yolunu izleyerek Kapadokya’ya ulaşmaktadır.Bu tarihi yollar arasında tali yol diyebileceğimiz “Mezi Yolu”, “Zehli Yolu”, “Kalealtı Yolu” ve “Aşılı Yolu” gibi bağlantı hatları da bulunmaktadır. Antik dönemde, seyahat eden tüccarların ve ticaret kervanlarının güvenliğini sağlamak için bu tarihi güzergâhlar boyunca stratejik önem taşıyan ve aşılması güç karakol yerleşmeler ve kaleler inşa edilmiştir. Çiçeklidere yolu üzerindeki Sıtır, Diniker ve Çem kale harabeleri bunlar arasında sayılabilir. “Çem (Kalayvannos) Kalesi” bu stratejik noktalardan belki de en önemlisidir. Çem Kalesi. Tarihi Çiçelidere ticaret yolunun güvenliğini sağlamak amacıyla Mehmetli Köyü’nün 4 kilometre kuzeyindeki yüksek kayalıkların üzerine kurulmuş Roma dönemine ait Ortaçağ kalelerindendir. Kalenin güneyinde Roma dönemiyle tarihlendirilen kabartmalar bulunmaktadır. Kale, Armağanlı Köyü sınırları içerisindeki Çiçeklidere vadisinin doğu yamaçları üzerindeki yüksekçe bir tepe üzerinde yer almakta ve panoramik görüntüsü itibariyle güneydeki alçak sahalara hâkim bir konumdadır.

Sumbas İlçe Merkezi’nde, Romalıların iki önemli eseri bulunmaktadır. Bunlar “Cennetler Harabesi” ve “Eski Cami” olarak bilinen Roma dönemine ait manastırdır. Manastırın bulunduğu alan Romalıların idari merkeziydi. Burada Romalıların taştan inşa ettikleri idari ve askeri binaları, manastırları, barınakları ve konaklama yerleri bulunuyordu. Yöreye Türklerin hâkim olduğu dönemde bu yapılara ait taşlar, cami inşaatında, ev ve hayvan barınaklarının yapımında kullanıldığından, bu merkezin tüm izleri ortadan silinmiştir. Yalnızca, caminin doğusundaki avlu kapısından girişte sol tarafta kalan odacıklar manastırdan kalma kısımlardır. 1969’da Kesiksuyu Barajı’nın sağ isale kanalını kazmaya çalışan bir iş makinesi, tesadüfen de olsa yöredeki Roma tarihinin üzerini açmış oldu. Daha sonraları restore edilerek ibadete açılmıştır.

Gaffarlı köyü, Taşköprü mahallesinde, bulunan köprü bir Roma dönemi köprüsü olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Adana Bölge Kurulu’nun 28.9.2001 gün ve 4363 sayılı sayılı kararı ile anıt eser olarak tescillidir. Kültür Varlıkları Adana Bölge Koruma Kurulu’nun kararı ile restorasyonu yapılan köprüye 2014 yılında yerleştirilen bilgi tabelasında Karayolları tarafından bir Osmanlı dönemi eseri olarak onarıldığı görülmektedir.

Akdam köyü, Işıklı mahallesi, Karapınar mevkiinde bulunan antik yerleşimin tepesinde konumlu dikdörtgen planlı bir yapıdır. Yapının doğu kenarında dışa çıkık yarım daire apsisi 3 pencerelidir. Tek nefli olan yapının batı cephesinde 2 ve güney cephelerinde bir giriş kapısı bulunmakta ve batı kenarının önü duvar ile çevrilidir. Duvar örgüsünde ve kullanılan taşlarda farklılık ve malzemenin yeni oluşu bu birimin bir narteks yapı girişinde bir yatay sahın olmayıp yerel halk tarafından ağıl olarak kullanmak amacıyla günümüz eklemesi olduğu anlaşılmaktadır.